29 Kasım 2011 Salı

Hayır olacak!

Lisans diplomamı almak için lisedeki sınıfımda üniversitedeki arkadaşlarımla birlikte bekliyordum. Bir tarafta annem ve babam adımın okunmasını bekliyordu. Ama ismim okunmadı bir süre, ben huzursuz hissettim kendimi. Huzursuz olduğumu gören, töreni sunan kişi ismimi okudu nihayet. Diplomamı elime aldım, üstündeki bilgilerin bazıları bana ait değildi bile. Mesela diplomanın üstünde bir adamın fotoğrafı vardı. Problem ise Öss'ye girerken yanlış bir şey yapmışım. O yüzden şimdi lisans diplomamı zamanında alamıyordum. Yapmam gereken şeyler vardı, ondan sonra alabilecektim diplomamı. Bir şeyler eksik kalmıştı...

Bu rüya beni çok tedirgin etti. Bir şeyler anlatmaya çalşıyordu sanki...

Sonra sabah uyandım. Gazetelere baktım. Sayın ME bakanımızın canı sıkılmış, konuşmuş bir şeyler. Bize(öğretmenlere) olan sevgisinden bahsetmiş!

Artık çok sıkıldım! Atamıyorsan adam gibi atama!60 bin öğretmene ihtiyacımız var diğerleri başka alanlara yönelsin! Bu ne demek hocam ? Bizim sizin gibi bakanlarımız oldukça daha çok öğretmene ihtiyacımız olacak; çünkü siz daha 4 işlem bile yapamıyorsunuz. Yazık! 88 bin tane ücretli öğretmen nasılsa boyun eğiyor de mi? 88 bin tane ücretli öğretmen çalıştıran zihniyet hangi vicdanla yapıyorsun bu açıklamayı. 2005'den bu yana uyguladığın o yapılandırmacılık, çağdaş eğitim yöntemleri çerçevesinde uyguladığın müfredatta ısrarla çalışmaya devam eden, kendilerine yeni bir şey katmaktan aciz, emeklisi çoktan geçmiş öğretmenleri hiç hesaba katmıyorsunuz!

Bazen düşünme yetimi kaybetmek istiyorum ki anlamayayım bu rezillikleri ve üzülmeyeyim. Çağdaş eğitim adı altında gerçekleştirdiğin fatih projesi nasıl gidiyor hocam? 24 kişilik sınıflarda eğitim verecek 150.000 öğretmenden ne haber?

Şimdi diyorsunuz ki 264 bin atama bekleyen öğretmenden bizim sadece 60 binine ihtiyacımız var. Diğerleri başka alanlara yönelsin.

Sonuç olarak bugün çok anlamlı bir rüya görmüşüm. Bir şeyler eksik kalmış , tamamlamam gereken şeyler var. İçimde çok farklı cümleler de var ama söylemeyeceğim burda... Mevlana'nın dediği gibi... Sırlarım gönlümde kalırsa daha hızla gerçekleşir!

24 Kasım 2011 Perşembe

İzinde olurken bu kadar zorlanmamayı isterdim.!


Birileri özür diledi ve başka alanlara yönelmemiz istendi. Efendim asıl biz özür dileriz ki bu mesleği seçtiğimiz için. Ne büyük bir günah işlemişiz meğer öğretmen olmaya karar verirken, biraz geç farkettik.. Bağışlayın... Şimdi söylediniz ya başka alanlara yönelin diye. Bize rehber olduğunuz için size minetterız. Biz bu ulusun ne şanslı evlatlarıyız ki bize yol gösteren büyüklerimiz var :) Diyorlar ki git ne iş olsa yaparım de. Ne yapmamız gerektiğini bile söylüyorlar. Daha ne yapacaksınız!

Ben bugün öğretmenler günümü kutlayanlara teşekkür ediyorum. Ve bugün birinin eksikliğini bir kez daha çok hissediyorum.

Yaşlı,genç,çocuk,kadın herkese yeni harflerle okuma yazma öğretilen millet mektepleri 24 KASIM 1928 tarihinde açılmıştır. Millet Mektepleri'nin açılışı ve Atatürk'ün Başöğretmenliği kabul tarihi olan 24 Kasım günü 1981'den (Atatürk'ün doğumunun 100. yılı) beri Öğretmenler Günü olarak kutlanmaktadır...Kutlu Olsun...


Seni çok özlüyoruz... BAŞÖĞRETMEN MUSTAFA KEMAL ATATÜRK!

22 Kasım 2011 Salı

Carpe Diem!


Peki ben neden şu son gülerde son günlerim kalmış gibi düşünmeye başladım. Bu cümleyi kurarken kulaklarımda Steve JOBS' un cümleleri çınlıyor. Bugunün son günününüzün olduğunu bilse idiniz bugün yapmayı planladıklarınızı yapmak ister miydiniz? Hayır ben istemezdim. Şimdilerde şubat atamaları ile Türkiye'nin herhangi bir yerine gitme olabilitesi olan biriyim. Yani İstanbul benim için hayatsa bu da ahayatımın son bir kaç ayı diye düşünebilirim. Bu durum hem korku hem de macera kokuyor. Ne olur ki bir kaç yılım bir köyde geçse? Depresyona girerim? ya da durumdan zevk almaya çalışırım. Bir defa adapte olmaya çalışırım oraya. Onlar gibi görünmeye dikkat etmek gibi. Hatta yazacak malzemelerim olur. Böyle düşünürken de Elif ŞAFAK'ın AŞK kitabından
"Hakkın karşına çıkardığı değişimlere direnmek yerine, teslim ol. Bırak hayat sana rağmen değil seninle beraber aksın. Düzenim bozulur, hayatımın altı üstüne gelir diye endişe etme. Nereden biliyorsun hayatın altının üst...ünden daha iyi olmayacağını?"

Neden endişeleniyorum ki ayrılacağım için burdan. Belki de daha iyidir hayatımın altı üstünden. Beni burda bağlayan ne var? Beni burda bağlayanlar hep burda duracaklar, birgün geri döndüğümde İstanbul güzelliğinden bir şey kaybetmeyecek. Beni buraya bağlayacak başka bir şey de yok zaten. Burda aşklar bile çöplük... Küskünlükte var biraz bazı şeylere. O yüzden korkmuyorum artık hayatın bana getireceiği yeniliklerden, istediği gibi açsın kartları. Mantıklı oynayacağım diye başımı ağrıtmayacağım. Şu an İstanbul'da nefes alıyorum, ileriyi düşünüp de şimdi mi boşa harcamanın luzümü yok.
Bugün hava güzel, ben güzelim... O zaman dışarı çıkmalı. Taksim sokaklarına gidip biraz kitapçı gezesim var.. Topuklu giymesem iyi olur diyeceğim ama yanımda düz ayakkabımda yok.. Ah kız olmak! Neyse tıpkı öğrencilik günlerimdeki gibi.. Gündüz Taksim'de olmak...

20 Kasım 2011 Pazar

Resimden çok çerçeve...


Bazen açık açık söylememek dillendirmemek gerekir sevgini. Çünkü dillere düşürüp de kıymetini azaltmış olursun. İçinde kalması daha hayırlıdır bazen. Karşındaki o sevgiyi hakedense zaten hissetmeli senin kalbinin atışının rengini. Duyamıyorsa ya da hissedemiyorsa seni, unut gitsin diyemem, sevmekten vazgeç hiç diyemem. Sıkma hislerini, bırak kalbin istediği gibi atsın. Ama yavaş yavaş kıs dilinin sesini. Parmak uçlarında yürümeye başla.. Son olarak kapa kapıyı, ardında kalanlar,hissettiklerin yine senindir, dert etme. Kapıya kulak verip de ayak sesleri bekleme. Umut etmek güzeldir. Ama fazlası yorar yüreğini. Başka şarkılar dinlemeyi dene biraz da. Belki seviyosundur nihavent makamını. Bilemezsin geleceği yaşamadan, denemeden, görmeden...

Şimdi elini uzattığında dokunabildiğin için mi kafanı kaldırıp bakmıyorsun? Ne zaman çağırsan geleceğimden emin olduğundan mı düşünmüyorsun birgün hiç gelememe ihtimalimi? Bir dinlesen beni, ne kadar masumdu sana olan bu bendeki, bir dinleseydin...Bu kadar yalan içinde ne kadar gerçek olabileceğimi görseydin... Sessiz bekleyişlerim oldu seni, gelmedin.. Resimden ziyade çerçeveye odaklanıyorsun derken, dinleseydin beni. Dinlemiyorsun...Bir yerden sonra sesim çıkmaz olacakmış gibi benim de... Çünkü sen konuşmadığında başka sesler geliyor kulağıma ve ben kendi sesimi duyamıyorum...

18 Kasım 2011 Cuma

Biraz düzen , bi miktar da Belirlilik!

Tek istediğim bir parça düzen biraz da belirlik. Hayatımda bu malzemelerin eksik olması tadımı kaçırıyor. Hoş çok da düzenli bir insan değilimdir. Yani simetri hastalığım ya da kıyafetlerimi renklerine göre katlamak derecesinde düzenli değilimdir. Ama artık o kıyafetlerim, ayakkabılarım ve takılarım bir gardroba girsin ve uzun süre orda dursunlar.. Bavullardan çantalardan sıkıldım! Sonra ne zaman nerde olabileceğimi tam olarak bilemesem de tahmin etmek istiyorum çok mu şey istiyorum? Bir süredir arkadasımda kalıyorum. O işe gidiyor her gün ben de dersim oldukça evden çıkıyorum. Şunu farkettim, evde durmayı özlemişim. Belki garip bir şey çünkü ben garipsedim. Evi temizlemek, yemek yapmak bana mutluluk verdi. Bir an kendimi ev hanımı gibi hayal ettim. Hatta şimdi bu cümleyi bu bloga yazarken bile güldüm. İçimdeki evcil kadın ortaya çıktı. Ama İstanbul'un koşturması, kalabalığı o kadar yormuş ki beni evde geçirdigim şu 2 gün bana ilaç gibi geldi. İnsanın bazen hayat muhasebesi yapmak için kendi ile başbaşa kalması gerekiyor gerçekten. Bence ben zaman zaman yalnızlığı seviyorum. Ve zaman zaman en yakınlarıma anlatmadığım şeyleri en uzağımda belki de hiç tanımadığım kişilere anlatmayı da seviyorum. Nerde yaşarsa yaşasın, eğitim düzeyi ne olursa olsun herkesten öğrenebileceğim bir şey olduğunu biliyorum. Dışardan hep soğuk görünsem de kendini beğenmiş gibi dursam da hatta ukala ben aslında iyi biriymişim :)

Ne diyordum en başta biraz düzen biraz da belirlilik istiyorum.. İstanbul ile aram bozuk bu yüzden. Belki de uzatmaları oynuyorum onunla da. Filmin en sıkıcı yerinde duruyorum, ne zaman atraksiyon olacak onu bekliyorum...