29 Ocak 2011 Cumartesi

Tatlı mısın sen ?


Pelteee Pelteee!! diyordu küçük adam :) Artık 2 yaşında... apaçi marşı en çok sevdiği birşey olup o marş çıktığında oturmak sadece ona değil bana da haramdı. Ben de onun apaçi dansına eşlik etmek zorundaydım ! :S Oh nein !

Sonra ayaklarımın altına her dokunduğunda hiç gıdıklanmadığım halde çatlarcasına gülmek zorundaydım.. Verdiği herşeyi yemek, götürdüğü her yere gitmek durumundaydım... Çünkü mutlu oluyordu bunları yaptığımda. Oysa NŞA'da bana bu aktiviteleri kim yaptırabilirdi ki ama bu 1 karış çocuk bugün bana her dediğini yaptırdı.

Kaybolunca ben Pelte! Pelte ! diyerek oda oda beni araması. Ve o çabasını uzaktan izlerken ben, beni farkettiğinde karnını tutarak gülmekten çatlaması.. Ve daha bir sürü şey!

Yok sanırım ne söylesem ifade edemicem! Olmadı başka zaman !

27 Ocak 2011 Perşembe

Kız!

Bi mutsuzluk çukurundaydı kız.. Aslında çok büyük şeylere de gerek yoktu mutlu etmek için onu.. Ama neden bikaç gündür böyleydi.. Farklı bir ruh hali vardı..Sebebini bilemedi.Hava uzun zamandan beri ilk defa güzeldi .. Sabah uyandı ders çalışmaya çalıştı.biraz coğrafya belki ? Iıı'ıı!! Annesini aradı, belki biraz keyfi yerine gelir diye.. "Dışarı çık biraz, çalşma hava güzelse" dedi annesi. Peki dedi kız.

Aklında Taksm'e gitmek vardı ama karaköy vapurunu kaçırdı. Sonra vazgeçti Taksim'den. Keyifsizliği, hala cebinde beklemeye devam ediyordu.. Ne yapsaydı? Biraz denizi izledi, sonra birkaç kitapçıya baktı. Birkaç kitap hediye etti kendine belki mutlu olur diye.. Durum vahim olsa gerekti, içindeki boşluk gitmiyordu.

Hadi gel sana alışveriş yapalım dedim kandıramadım bu kızı keyfi yoktu işte... Sonra şehir tiyatrolarına çarptı gözü.. Bilet almak için sıraya girdi. Sıra çok uzundu. O an birşey oldu ve bu kız çok güldü:) Sırada bekleyen iki yaşlı amca :" Kızım biz bekliyoruz ama yanlış olmasın burası vapur biletleri satıyor değil mi?" diye sorunca bu kız çok güldü! Bir o kadar da yaşlı amcalar da güldüler..

Önünde 4-5 kişi vardı ama sıkıldı.. Birdenbire vazgeçti biletlerden ve dışarı çıktı..
Birşeyleri bekler gibiydi.. Beklediği birşeylerin gelmeme ihtimaliydi belki de onu böyle huzursuzlaştırıp suskunlaştıran... Gelmiyorsa sen git dedim.. Olmazdı. Aslında olmalıydı ama olmaz diyordu kız... Beklemeye devam etti..Beklemekten vazgeçecek miydi onu söylemedi...

21 Ocak 2011 Cuma

MEŞAKKATİN KOLLARINDA YÜRÜRKEN :D

Evet meşakkatli 2 hafta geride kaldı. Günlerdir bugünün hayalini kurdum ah bir cuma gelseydi! Evet bugün cuma geldi :) Biraz önce Problem çözme sınavından çıktım. Hoca geçirmek isterse geçebileceğim bir kağıt veridiğime inanıyorum. Bu son hafta nasıl bir haftaydı geçmek bilmedi. Ne kadar gereksiz şey varsa hepsini yükledim..zavallı beynimin takadı kalmadı.. ERROR! :D Elementer sayılar kuramı , yok matematiğin tarihi evet aslında güzel şeyler bunlar .. Şimdi bana doğum tarihini söyle sana doğduğun günü söyleyebilirim belki.. Ya da matematiğin bilmem kaçıncı yüzyılında bilmem hangi alanda kim ne yapmış bunu da söyleyebilirim .. Fena değil aslında yapabilmek bunları.. Ama depresif ve okulu bitirmeye çalışan bir ben olunca sıkıntı yaratıyor bünyede.

Son haftada içimdeki mıknatıs durdan anlamadı. Tamam anladık çekiyosun da herşeyi de çekme ya! Bir dur allah aşkına dedim artık! Nerde sorunlu hep beni buldu hep beni buldu! Aradan birkaç gün geçtikten sonra anladım ki asıl sorun bendeymiş. Çok agresif bir ruh haline bürünmüşüm şu sınav günlerinde. Aslında suçun hepsini sınavlara atmamak lazım birazda biyolojik nedenleri vardı :P Neyse aradan birkaç gün geçti bir de baktım pamuk gibi bir insan olmuşum:))) Buradan meltemzedelere özürlerimi iletiyorum :)

Sonra tüm görüşmek istediğim arkadaşlarımın nerdeyse hepsi aynı gün arayıp görüşme talebinde bulunması.. Benim onları ilkönce olur deyip gün belirlemem sonra sınav hazırlıkları nedeniyle hepsini teker teker iptal etmek zorunda kalışım !

Evet bir final dönemi daha atlatılmıştır. Şimdi yapılacak işler var vakit kaybetmemek lazım! Ben kaçar ! :)

7 Ocak 2011 Cuma





"All ı wanna do is find a Way back into love.
ı cant make it through without into love
And if ı open my heart to you
ı hope you will show me what to do
And if you help me to start again
You know that i will be there for you in the end!"





Çok güzel bir film ve harika bir soundtrack...

Amanallahım !

Ani bir kararla Beylikdüzün'e gelmem ve kapıda beni "Aba aba!" diye karşılayan dünya tatlısı şirinler :) Onlarla vakit geçirmem (saçlarım her ne kadar bu durumdan hoşnut olmasa da :) )

Olay ondan sonra başlıyor.. Herkes uyur ve ben kalırım kocaman salonda tek başıma.. Uzun zaman olmuş böyle kocaman televizyonun karşısında elimde kahvem ve yanında çikolatalı cheese cake !!! Sessizlik ... Hiç birşeyi düşünmeden nette gezinmem, bir yandan Beyaz Show izleyerek... Eğer 21 yaşındaysanız ve hayatın bu kadar yoğun akmasına rağmen Garfield moduna girebiliyorsanız HAYAT GERÇEKTEN ÇOOOOOOK GÜZEL :) ( Cedric kadar olamıyoruz! adam 8 yaşında ve aşık :D! )

Neyse hazır zaman bulmuşken çoktandır merak ettiğim şu subliminal mesajlar hakkında biraz araştırma yapayım dedim... Vayy Canına !!! Neler oluyor bitiyormuş da haberimiz yokmuş.. Bilinçaltımıza yazık valla herkes onun üzerine gidiyormuş da haberimiz yokmuş.. Sinemaya gittiğimizde bu tür mesajlar verilerek Mısır satışlarını artırdıklarını ve reklamlarda bu tür mesajlar sayesinde tüketim hızının arttığını biliyor muydunuz?

"Neden bu kadar çok eşyamız var?
Neden bu kadar çok tüketiyoruz?
Üstelik daha fazla tüketebilmek adına nefret ettiğimiz işlerde çalışmak pahasına!
evet biz insanız...
hayatımızı idame ettirebilmemiz için üretmek ve tüketmek zorundayız...
...ama sınırları zorluyorsak bilin ki, artık eşya bize değil, biz eşyaya hizmet ediyoruz!
o halde olması gereken ne?"

Bu konu basit bir konu değil... Ben araştırmaya değer gördüm ve oldukça ilginç geldi.. Bu mesajlarla nasıl aptallaştığımızı farketmek lazım..