19 Mayıs 2011 Perşembe

Ölmek kadar basitti gülmek de...

Kopuşlardayım yine! Hayatımın en yoğun olduğu yerlerden birindeyim. Sunumlar, sınavlar, törenler, balolar, arkadaşlar, arkadaşcıklar!, öğrenciler,depremler bir de yoranlar! var.

Annem ve babam mezuniyetim dolayısıyla İstanbul'a geldiler. Salonda otururken birden herşey sallanmaya başladı. 9. kattayız. O an GÜÇ deseydi ki "yıkıl". Yıkılacaktı herşey,hem binalar hem biz. Yüksek ihtimal de ölecektik. Herşey sallanırken birazdan öleceğimi düşündüm. Cansız bedenimi düşündüm. Annem ve babam yanımdalardı..Çok korkmadım ama düşüncelerim beni düşündürdü sonradan. Ölüm o kadar da büyük bir olay değildi aslında, an gelir ölüverirsin. Bir zamanlar nasıl doğuvermiştin?
Anlatıyorum belki size trajik geliyordur olay ama aslında değil! Mesaj basit... Hayat bir oyundan ibaret; gelir bir güç, bir otorite oyunu dağıtır engel olamazsınız. Herkes dağılır evine.

Önemli görünen herşey, bir hiçe dönüşür birden. Depremden 2 dak sonra artçı tehlikesi sürerken bile gülebilmek... Gidip benim fındık faremi uyandırdım. Hadi gidiyoruz dedim. Beni dinlemiyordu. Dönüp yatağına geri yatmaya çalışıyordu. En sonunda söyledim ,deprem oldu inmemiz gerekiyor, diye. Bu sefer de "Tamam o zaman dur pijamalarımı değiştireyim. Beni pijamalrımla görmesin herkes" demesin mi küçüğüm :)) Güldüm... Ölmek kadar basitti gülmek de...

Minicik yürek depremden korkmuyordu hiç tek derdi pijamalarıyla görünmek istemiyordu kimseye :)

Ölmek korkutmuyordu demek ki en değerli varlıkların yanındaysa eğer... Sevgili deprem sen yine de çok sık uğrama, bu aralar hayli yoğunum zaten..

1 yorum:

Sahaf Kedisi dedi ki...

Ne guzel yazmissin boyle =)
cok hosuma gitti