31 Mayıs 2009 Pazar

BENİM HALA UMUDUM VAR


Geçmişimin en son yılı sene-i 2008, sen de başını alıp gidiyorsun.Kalan son incilerini toplayıp bizleri terk edeceksin.Tam bir yıl önce geldiğin anı hatırlıyorum da..Tıpkı idealist bir köy öğretmeninin köye ilk gelişi gibi.Kötülüğe giden tüm yolların önünü kapayıp,tüm güzellikleri gün yüzüne çıkarmak için savaş vermeye söz verdiğin o anı hatırlıyorum.
Şimdi bakıyorum da bu savaş bir hayli yıpratmış seni.En başta gözlerindeki ışıltı yok olup gitmiş.O dimdik,heybetli duruşun aksine şimdi ayakta kalabilmek için sırtını yaslayacak duvar arar olmuşsun..
Biz insanlar bu yıl da başımıza ne geldiyse hepsini senden bildik.Seni suçladık çoğu zaman.Halbuki her şeyi biz kendi elimizle yaptık.Önce vicdanımızı sattık,üç kuruşa düşüncelerimizi ne idigü belirsiz ideolojilere kurban ettik,ruhumuz benliğimizden ayrı yaşar oldu.karşılıksız bir şey yapmayı “enayilik” olarak tanımladık.Sonra sevmeyi unuttuk.Yalansız ,çıkarsız,cesurca sevmeyi..sevmek artık yürek işi olmaktan çıkıp mantık üzerine kurulan bir bağ haline geldi.Güvenmek diye bir şey yok artık neredeyse bu kelime literatürden çıkacak.Ortalık anne-babasına,evladına,sevdiğine,arkadaşlarına güvenmeyen insanlarla doldu.Arkadaşlık desen para,ders notları,ortam vs… gibi şeylerin üzerine kurulmuş birlikte takılan insan grubu olarak adlandırılır olmuş.Oysa arkadaşlık çok farklı bu tanımdan çok uzaktır.Birinden birinin canı acısa diğerinin canı gitmeli,konuşmadan sadece varlığıyla insanı tüm dertlerden alıp götürendir arkadaş.
Artık deniz mavi, gök mavi de değil,aldığımız nefes oksijen ,yayılıp oturduğumuz yerler ise yeşillik hiç olmayacak..
Ortalıkta dönen sahtekarlıklar sanatçılarımızı da küstürdü. Git gide azalıyor verdikleri eserler,zamanla daha da az okur olduk kitap. Hiçbir tren, yoluna olması gereken rayda devam etmiyor lafın özü.
Sene-i 2008 tüm bu olanları değiştirme savaşı vermeye gelmiştin dünyamıza.Ama gördüm ki yenik düştün yaşanılanlara..Üstüne seni suçladık.Bu yıl kötü bir yıl diye..Halbuki kötü olan sen değilsin bunu sen de biliyorsun.Biz insanlardık her şeyin sorumlusu..Kabuğu güzel, içi geçmiş kötü insanlar…
Şimdi dökülen son incilerini de toplayıp gideceksin gelmemek üzere.Belki kırgınsın da bize…
Senden sonra gelen yıl tüm bunlardan habersiz tıpkı bir zamanlar senin geldiğin gibi gelecek.Genç, idealist bir köy öğretmeni edasıyla. Ama sakın ola bahsetme burada olanlardan ona..Şevkini kırma.Hani olur da belli olmaz bakarsın değiştirir bir şeyleri..Ve bir nebze olsun yaşanılası bir yer olur bu yeryüzü belki.
Benim Hala Umudum Var!!!

HOŞGELDİN SEVGİLİ 2009
30 Aralık 2008 Salı
MMEELLTTEEMM… Saat=01.24

30 Mayıs 2009 Cumartesi

SANA DAİR

Tam sözün bittiği yerdeyim
Bütün suskunluklarım toplandı başıma
Hepsi sana ait hepsi sana dair
Düşünceler içinde kıvranmakta

Bilir misin içimdeki asi burukluğun
Haylaz huysuz nedenini
Kalbimi kalbura çeviren
Okların sahibini bilir misin?

Benden uzaklardayken
Düşünmeye korkar oldum seni
Ne zaman yalnız görsem kendimi
Seni düşünürken buldum beni

Bu yürek böyle atarken
Olamazsın böyle umursamaz
Yüreğimdeki ince sızının sahibi
O huysuz adam düşünmüyor mu beni bir an

Yollarımızın kesişeceği bir gün
İşte o günü bekliyorum
Tüm suskunluklarımın anlam kazanacağı o gün
Bir karar verecek yüreğim
Sana ait yine sana dair…

HERŞEY HAK EDENE OLACAK

Olduğundan fazla vermeyeceksin kimseye değer
Gözlerinin içi elbet gülecek
Gerekirse cesurca ağlayacak o gülen gözler
Ama değmeli ki son zerresine kadar
Uğruna yapılan kişiye
Büyütmeli seni.

Bakmayacaksın sıcacık gözlerle
Sana trene bakar gibi bakan birine
Ve ağlamayacaksın,
En azından insan olduğun için sana değer vermeyene.

Değmeyecek kimse için kalemini oynatmayacaksın.
Dinlemeyeceksin hiçbir şarkıyı sıradan biri için
Hiçbir şarkıda aramayacaksın
Sevmenin tadını bilmeyenin adını.

Herhangi birini düşünerekten uyanmamış kimseyi
Düşünerek uyanmayacaksın.
Çünkü bilmeyecek bunun değerini
Üstüne ezip geçecek serseri cümleleriyle seni.

Değmeyecek biri için elin telefona gitmeyecek
“beni o arasın “ diye bile düşünmeyeceksin,
Düşünmeyeceksin!
Çünkü onu düşünmek bile ona dair bir düşünce olacak.
Kimseye vermeyeceksin ederinden fazla değer
Ve de kaybetmeyeceksin bir yalan uğruna
Kendi değerinden değer.

11.12.2008
mmeelltteemm

BİR YUDUM HAYAT





Ağlayarak geliriz hepimiz bu dünyaya. Ve kalanları ağlatarak döneriz geriye. Bu iki an arasında acılarımız, mutluluklarımız, kırgınlıklarımız, başarılarımız, başarısızlıklarımız, hayal kırıklıklarımız, aşklarımız, tutkularımız en önemlisi de inançlarımızdır bizi var eden.

Sonbahar gelecek yıla tekrar gelmek üzere bırakır kışa yerini. Aynı şekilde ilkbahar da yaza. Zamanları geldiğinde gerçekten de dönerler, şaşırtmazlar hiç kimseyi. Çünkü giderken; geleceklerine, tekrar tahtlarını alacaklarına dair inançları vardır içlerinde. Çünkü sonbaharda ilkbahar da severler bu dünyayı.

Yaşadığımız dünyada her şey inanç üzerine kurulmuştur. Güzeldir bir şeylere inanmak ve uğrunda savaşmak. Kalbinin sesini dinleyip dediklerini yapacak cesarete sahip olmak güçlü insanların harcıdır, bu yapmacıklar furyasında.

Hayattan bir şey istiyorsa insan ilkönce kendisiyle yüzleşmelidir. Başkalarının gereklilikleri uğruna savaş veriyorsa insan kendisi olmaz hiçbir zaman. Sadece ruhsuz bir bedendir sahip olduğu tek şey. Bu dünyaya gelmenin ne büyük şans olduğundan habersiz ziyan etmektedir ömrünü.

Dalgalara karşı kulaç atmak çılgınlıktır belki. Ama bu savaşın sonrasına inanmışsa, içinden bir yerlerden gelen o derin sese kulak vermişse, o insan kendisi olmuştur. İnsanın kendisi olamaması ne büyük acizliktir oysa. Mutluluğu, özlemleri, aşkları, tutkuları, nefretleri, hüzünleri, acılarıyla bir bütündür insan.

Hepimiz bir kere geliriz bu dünyaya. Önümüze bembeyaz, upuzun bir sınav kağıdı ve kalem bırakırlar. Tüm silgiler derin bir kuyuya atılıp üzeri kapatılmıştır. Geri dönüş yoktur yani. Her an bir defa yaşanır ve her anımız başkadır. Bazen öyle anlar gelir ki bir şeyi delicesine yapmak isteriz ve hayat bize bu fırsatları özel zamanlarda bırakır elimize. İşte mutluluktur özel anları yüreğimizin süzgecinden geçirmenin adı. Bazen kuş olup uçası gelir o içimizdeki çarpıp duran şey. Hayat bu kanatlanmalarla anlam kazanır. Kanatlandıktan sonra düşüp bir yerleri kırılsa bile…