Hayretle bakıyordum karşımda oturan kıza... Bir insan değişebilir miydi bu denli... Değişen ne sarı saçları ne de kendine has duruşuydu.. Bundan birkaç yıl öncesine kadar kimseye eyvallahı olmayan her söyleneni dalgaya alan, kimlerinin ağlayarak dinlediği aşk şarkılarını tiye alan biriydi o. Şimdi bir puzzleın parçalarını birleştirmeye çalışırcasına karşısındakinin her davranışından bir anlam çıkarmaya çalışıyor.. O kadar kolay olmasa gerek; sinirleniyor, öfkeleniyor, yanakları al al oluyor, ağlamaklı bakıyor.. Ama sabır diyor. Bana soruyor sonra "Ne olacak şimdi?" diyor. Puzzle'ın şımarıklığından başka birşey değil, oldurmaya uğraşma, sadece bekle diyorum...
Beklemek...
Söylemesi çok kolaydır oysa! Gazetelerde hergün binlerce ölüm haberleri okuyoruz." Hmm peki! Tüh Vah Vah! Yazık olmuş !" diyoruz. Üstlerinde çok durmuyoruz. Hatta kapatınca sayfayı hafızamızdan da siliniyor ölüm haberleri... Ama bilmem farkında mısın birgün yakınlarımızdan biri için toplanacaksın. Belki anne, belki, hoşlandığın kimse, belki de aşık olduğun biri... Bu şimdi çok uzak geliyor ama işin daha uzak geleni tarafı ne biliyor musun? Birgün bizim için toplanacak tüm sevenlerimiz. Neyse bu konu hiç sevimli değil her zaman yaptığımız gibi ben de üstünü kapatıyorum şimdi. Ama şu var ki içimizdeki öfkeyi, hoşnutsuzluğu, huysuzluğu, sevimsizliği kusmakta üstümüze yokken, neden biz insanlar pozitif duygularımızı söylemekte bu kadar cimriyiz? Neden erteleriz konuşmaları, aramaları?
Küçülmekten mi korkarız ya da karşıdakinin olmusuz tepkisinden mi? varsayalım ki söyledin ve o senden uzaklaştı. kaybetmiş mi oldun ? Kaybettiğini düşünüyorsan neyi kaybettin? Hiç senin olmayan birini mi? APTALSIN!
"Bekle!" diyordum en son! Bakma sen bana... Ben de şu yukarda ki aptallardanım işte!
Şimdi yüreğindeki tüm kelimeleri topluyorsun ve çalıyorsun kapısını:
"Ben ve kelimelerim yani biz, sana geldik. Bizi içeriye almayacak mısın?" diye soruyorsun!
Müsait değilse ya da almak istemezse seni içer, bırak kaybeden odur aslında. Sen ise kazanan taraf olursun.. Kazandığın ise HAYATTIR.
Çünki hayat, beklemek ve ertelemek değildir. Hayat ertelemeden yaşamaktır içinden geleni..
Hayatı beklemeye almak aptalların işidir, farkında değillerdir çünkü dünyanın her an döndüğünün...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder