29 Nisan 2015 Çarşamba

"Anında alevlenen ve bir anda sönüveren... Damla damla akıtırken , bir anda çatlarcasına gülüveren :)
Yorgunluktan ölüverecekken, bir anda ayağa kalkıp müziğe kendini kaptıran" birisi olduğum doğrudur. (: İstanbul'a benzetirim bu huyumu.. Sabah en çekici haliyle göz süzer,şemsiyeni alma yanına, ben bugün çok güzelim"der, öğleden sonra sırılsıklam bir şekilde küfür ederken bulursun kendini ,istanbul'un dinmek bilmeyen gözyaşlarının altında.. Ya da tam tersi, hüzünlü bugün kesin ağlayıp beni rezil edecek diye gün boyu hırkanı,şemsiyeni taşırsın.Onun ise senle alay edercesine yüzünde güller açar.. Aptal aptal sırıtır karşında... İşte böyleyim kurusun mu kurumasın mı bilemedim huyum, ama ben böyleyim... Dışarıdan bakanlar bu sefer dibe çökecek diye beklerken ben sırıtırım, kocaman ağzımla :) Güleceğimi beklerlerken çekilirim kabuğuma soğurum her şeyden... Dün hayaliyle yatıp kalktıklarım, bugün benim için tüm çekiciliğini yitirebilir. Bazı insanlar çok kolay yer değiştirirken içimde bazıları ağzıma etse de aynı yerde kalır.

Zaman geçtikçe geriye baktıkça" ilahi ben"diyorum kendime... Kahkahalar atıp gülüp geçeceğim şeylere, ne de çok üzülmüşüm.. Şimdi bakıyorum da gülüyorum :) Dün bulunmaz hint kumaşı sandıklarımı bugün çin malı olduklarını anlıyorum.. Ve yine gülüyorum... Tüm bunlar bana kmseyi o kadar da ciddiye almamak gerektiğini öğretti.. Zaten ben artık istesem de kimseyi çok ciddiye alamıyorum.. Kendimi doyurmanın peşindeyim.. Bunun içindir kin gütmeyişim, dün deli gibi tartıştıklarıma ertesi gün hiç bir şey yokmuş gibi selam verişim, birinin yüzüne söyleyemediğimi arkasından hiç söylemeyişim... Kendimi doyurmanın peşinde olduğumdandır, çocukları çok sevişim, kimsenin gönlünü kırmak istemeyişim, bazen esip gürlesem de geri hemen duruluşum...  Canım böyle olmak istiyor çünkü,.. Canımın istediği gibi yaşamak ...  Kötü söz, kötü düşünce, kötülük , art niyet bunlar ağırlaştırıyor.. Oysa benim canım kuş gibi yaşamak istiyor.. Hafif, özgür, kanatlı hatta kuş beyinli :) Neden aşağılıyorsak bu hayvanları bilmem. Hafıza sıkıntısı çeken balıklar oysa günahı neydi ki kuşların beyinsizliğin tanımında yer alacak ne yapmışlar ki? Bilemedim...

Neyse ne diyordum... Dengesiz ama zararsız olmak lazım, İstanbul gibi.. Bazen güldüren , ertesi gün sövdüren , bi ertesi gün bağımlılık yapan.. İşte öyle biri olmak lazım :)

14 Nisan 2015 Salı

Nasır tutmuş yüreğim
Bir buğulu akşamda veda ederken sana,
Geç kalmış tüm vapurlar 
Bekleyen sevgililer ayrılmışlar limandan 
Ve ben ıssız bir başıma ..
Sevdalar masallarda kalmış, 
Ya da bir rüyada
Ansızın unutulan ve bir türlü hatırlanamayan rüyalarda...

Saatlerce sırtında nerdeyse kendi ağırlığında
Yük taşıyan hamalların yorgunluğunda,
Gaza basıp giden bir arabanın ardına düşüp
Delicesine koşarken, birden vazgeçen köpeğin
Vazgeçmişliğinde..

Sana dahi atacak bir adımım daha yok benim..
Yaralarım iyileşmek istemiyor..
Tuzum tuzum diye bağırıyor..
Ard ardına çektiğim perdeler var içimde
Kimsenin gelip kaldırmasını beklemediğim..

Şimdi ben perde dedim ya..
Sen içerisi karanlık sanarsın, 
Belki üzülürsün tenhadayım diye..
Üzülme, ne bir karanlık ne de yastayım
Kendimle sevdadayım ben 
Kendimle sevdada, kendimle sevgili...