25 Kasım 2010 Perşembe


Sevdim sevilmedim
Seveni sevemedim,
Canımdan böyle bezdim amaaaaan!!
Gezdim dolaştım
Zar Zor ulaştım
Derken kayboldum aman!


Bir Candan Erçetin konserinin ardından kulağımda kalan sözler... Nedendir bilmem...

Es ist leicht zu sagen!

im moment habe ich zu viel Präsantatäion. Deswegen muss ich immer lernen und lernen :( ich habe eine Vorlesung,die Privat erziehung heisst. Wir lernen über die Kindern, die privat hilfe brauchen.ich werde Lehrerin sein. Weil vielleicht in Zukunft wir die Schülern und Schülerinnen wie diese haben wird. Kann man nicht das wissen. Vielleicht werden wir ein Blind Schüler haben. Erste mal kann man denken,dass warum diese Schülern die normal Schule gehen. Sie müssen andere Schule gehen. Ja das ist sehr leicht zu sagen.
Wenn ich offen sein brauchen,erste mal hab ich das denken auch. Sie müssen andere Schule gehen.

Haben Sie das denken? Vielleicht in Zukunft haben Sie ein Kind, das behinderte ist. Wie fühlen Sie, wenn ein Mensch das sagen. " Dein kind muss andere Schule gehen. Er ist nicht normal. ich will nicht dass, dein Kind mit meinem Kind zusammen zeit haben.
Das ist eine große Katastrophe für Eltern.

ich studiere Mathematik.ich konnte nicht verstehen warum wir diese Vorlesung besuchen. Oder warum unsere Lehrerin findet sehr wichtig?

Gestern hat sie alles erklärt. Sie hat ein Mädchen,dass sie autistisch ist. Meine Lehrerin hatte viele Probleme. ihre Madchen hat nicht bis 6 gesprochen. Viele Ärtzt hat negative dinge gesagt. Aber sie kämpfte viel. jetzt ihre touchter ist 6. Sie kann sprechen.

Das ist sehr sehr schwer. Kann man nicht das genau verstehen. Aber bitte ein bisschen Empathie. Wenn Sie eine Lehrerin sind, bitte akzeptieren Sie sie.

Sie können eure Kindern auch !

21 Kasım 2010 Pazar

Just 9 Days!

They are the last dates of November. After November ı have different plans about my Life. Until now ı didnt study for my Exam which Kpss is. Kpss is very important exam in Turkey for the stundents who graduated from University. İf you wanna have civil servent, you have to win this exam. Unfortunately in Turkey the best is having civil servent. There is always risk in Privat sector. I wanna have civil servent in İstanbul and its environs like İzmit, Bursa, Sakarya,Tekirdağ...

Everybody studied hard until now but ı didnt. ı had problems with me :) Also ı wasnt in Turkey in Summer.

İt is November now. And the last days of November.. November! sweet November.. ı have just 9 days. if ı have any action up to last of November, ı will give up! from What? Dont ask ! You understood!!

i dont wait anymore.. ı know that there is somebody who searching for me. But now ı have to deal with my life..

19 Kasım 2010 Cuma

Velhasıl unutursun !

Üzeni yollayacaksın arkadaş! Gitmiyor mu o zaman sen çekip gitmeyi bileceksin! Öyle bir gideceksin ki dönüşün olmasın sakın.. Umrun olmayacak geride nasıl kaldığı! Gebersen de özlemekten dönüp bakmayacaksın arkana. Eğer bakarsan kurtulamazsın, içinde bir keskin bıçak oynar durur yaranla.. Ama çevirmeden başını yoluna devam edersen, aradaki mesafe arttıkça daha rahat nefes alırsın. Hatta beraber gittiğiniz kafeye hiçbirşey yokmuş gibi gidip oturursun. Ve sadece bir an aklına gelir sonra arkadaşlarınla muhabbete devam edersin..

Yani velhasıl demek istediğim unuturun! Eğer unutabildiysen bu demektir ki büyüttüğün kadar da değilmiş aşkın... Aşk bile değilmiş... Aşk ne mi? Bilmiyorum inan ben de bilmiyorum. Henüz başıma gelmediğini düşünüyorum.

Ben tüm yıpranışlarımın hepsini gerçek aşkta yaşamak istiyorum. 3-5 günlük maceralarımla bitirmek istemiyorum cebimdekileri.

Hakkı hak edenler yaşamak... İşte tüm savaşım bundandır.

Bazen de üzen sen olursun, Geride bırakılırsın, Pişman olursun sonra..

-Üzmeseydim...
+ Üzdün ama giden gitti,
-Yapacak birşeyim kalmadı mı yani?
+ Bilmem dene istersen,
-Değer mi denemeye?
+ Ne kaybedersin ki?
...
-Elimden geleni yaptım
-Olmuyor, çoktan gitmiş.
+Emin misin?
-Neye?
+Elinden geleni yaptığına?
-Evet!
+Acıyor mu?
-Evet..
+Merak etme öldürmez...


Evet acı çekersin, insanın canı yanar ama unutursun! Hele bir de duyarsan aslında onun aptal bir aşık olduğunu öyle bir unutursun ki beraber izlediğin filmin ismini unutursun!
Üstüne bir de öğrenirsen, kendini hemen başkalarının kollarına attığını inan umrunda bile olmaz...

Velhasıl diyeceğim şudur Unutursun !! :))

Sonra akciğerlerin bayram eder. Çünkü, nefeslerin en güzellerini çekmeye başlarsın içine :))

18 Kasım 2010 Perşembe

meeting with friends

ı didnt know that today ı would go to Düziçi. ı had no plan for the day. After breakfast ı drank a cup of Turkish coffee. The sound comes from my heart said that call Dilek. She is my friend from highschooll..And i did it..

ı have learned my other friends from highschooll would go to the her home. ı was confused. Because in last evening ı talked on the phone with one of them. And he didnt say anything about this meeting !! ı dont know why? but ı am sure that he has a good reason. But Dilek invited me too. Actually, ı didnt wanna go. But if ı didnt go, it would be reaction to Tertip. ok ı was a little bit sad for this. But it was not big deal for me. it is so normally. Maybe he wanted to be only with his generation. ı am 2 or 3 years younger..

ı had get ready quickly. And After one year again ı was at the road of Düziçi. The road takes 25 minutes.

After ı had arrived home, the others came. ı had made suprise to Tertip. i said something to Tertip. ok you didnt want to see me. But ı came here. ı dont care. ı dont recognize you . Of course all of my words was joke :) but yeah there is a realty in every joke ;))


But there is a big realty too.. In all events ı love them... we had a great time together. ı feel lucky. Because ı have good friendships altough my Tertip doesnt wanna see me :P :)

17 Kasım 2010 Çarşamba

WHEN I WAS CHILD!! :)


Today ı spent a lot of my time at facebook. I realized that my all Europeans friens had changed their profil picture to animation picture. But why? ı couldnt understand what the reason was?

ı asked that with my personal message. Next ı learned that this week it was a kind of facebook activity. Everybody muss to put the picture of their favourite cartoon. It sounds like funny.:)

My favourite Cartoon is SMURFES!! They were my love , when ı was child. :)

Even ı have an adventure about Smurfes.

When ı was child, my dad took us to picnic to the forest. And always the Word made me curious :)
" if you are good child , you can hear the Smurfes. Even maybe you can see them !!'

ahaha :))
For a while ı was ok. ı had done allthings which my mum said. ı had any argue with my brother. ı had read book more than before.. ı was absolutely good girl :))

The day that my dad had took us to picnic again. While my family were amusing , ı dissappeared. ı was searching for smurfes:)) ı have a deep belief that ı could do it.
But of Course ı couldnt it :(

A few years later ı realized that Gargamel was a big lier :)))

Whenever ı remember it, ı smile :))

Maybe it is stupidly for someone. But for me it is absolutely funny :))

GECE GELMEDEN


Gece gelmeden ben olmalıyım.
Bir isim bulmalıyım kendime,
Öğrenmeliyim sessiz asaletin,
Hüzünbaz kucağında sevişmeyi,
Karanlıklarla öpüşmeden önce…

Gitmeden önce görmeliyim,
Nasıl durduğunu ismimin
Mezar taşımın üstünde…
Asiliğinden bir şey yitirmemişse hala,
Dinginleştirmeliyim onu ellerimle.

Fırına sürülmeden önce
Hamurumun tadına bakmalıyım.
Ben atmalıyım içine tuzunu, suyunu ben koymalıyım.
En güzel ağızlarda en güzel lokma olmalıyım.
Karanlık basmadan, gece gelmeden önce…

Aklımın tüm kuşlarını beyaza boyamalıyım.
İçimdeki siyah-mavilerin siyahını onlara bulaştırıp
Uçurmalıyım ellerimle
Mutlu olacakları siyahlıkların ülkesine…

Bazen asi bir şahin,
Bazense ürkek bir serçe…
Ama bir şeyler var içimde
Bir türlü dolamayan yeri
Belki de basmadan karanlık, gelmeden gece
Konacak bir dal bulmalıyım kendime.


mmeelltteemm

16 Kasım 2010 Salı

BUGÜN BAYRAM!!!


Bugün bayram..
Aldığımız kurbanlığa sadece 2 saniye baktım. Duygusallaşıyorum yoksa hemen..
Bu bayram çok ağladım, çünkü soğan piyazını annem bana yaptırdı bu yıl. Bayadır gözlerim yıkanmıyordu iyi oldu..

"Nerdeee o eski Bayramlar !" demek istiyorum ben de diğer büyüklerim gibi.. Küçüklüğümden beri hep birgün bu sözü söyleyeceğim günü hayal etmişimdir:) Al söyledim işte! Nerde o eski bayramlar!!Ahh!! Ahh!!
Eskiden çok heyecanlı olurdum.. Bayramlıklarımı akşamdan son kez prova ederdim :) Şimdi bayramlık almadım bile! Bir de mahalledeki arkadaşlara hava atmak vardı o bayramlıklarla.. Şimdi eşofmanlarımla evde oturuyorum ve mutluyum umrumda da değil kimin ne giydiği :D

Bugün bizim diğer 3 aile bireyi dışarda kurban işini hallederken ben de pc başında oyalanıyordum.. Belçikalı bir arkadaşım bayramımı kutladı.. Sonra bana

" Siz "bayramınız mübarek olsun" ya da " iyi bayramlar" diyorsunuz. Bunlardan hangisi daha iyi? diye sordu. Ben de "Bayramınız mübarek olsun" daha iyi dedim :) Benim için bir farkları yok ama o bayrama özgü bir söz diye "bayramınız mübarek olsun!" dedim.. Sonra facebook sayfasına hemen "BAYRAMINIZ MÜBAREK OLSUN" yazdığını gördüm . :) Ne ince bir davranıştır bu böyle :)

Sonra bana MÜBAREK kelimesinin ne anlama geldiğini sordu. Kaldım çünkü ben de tam olarak anlamını bilmiyordum. Bu zamana kadar hep söylemişimdir. "Kandiliniz mübarek olsun, bayramınız mübarek olsun!" ama "mübarek" kelimesinin asıl türkçe karşılığını bilmediğimi farkettim.
"Açıkcası tam olarak ben de bilmiyorum. Zaten Arapça'dan gelen bir kelime. Ama Allah'ın razı olduğu bayramlar demek " diye birşeyler salladım o sırada .. :)
Sonra hemen Google amcaya sordum. Ne demekti mübarek ??

" Her kandilde ya da dini bayramlarda kullanılan tıpkı mevsimlik elbiseler gibi yeri geldiği zaman kullanılan bir kelimedir, mübarek. Şöyle kullanılır:
-Mübarek... Kandilin kutlu olsun!"
-..., Kandilin mübarek olsun!"

İlk cümlede kullandığımız mübarek yani cümlenin başında kullanılan 'çok saygı duyulan, kutsal.' anlamına gelmektedir. İkinci cümledeki vurgunun üzerinde olan mübarek ise 'Verimli, bereketli ' anlamına gelmektedir.

Edward sayesinde ben de birşey öğrenmiş oldum. So Thanks Edward :)

O halde


MÜBAREK KURBAN BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN ! :)

herkese sevdikleriyle mutlu bayramlar...

15 Kasım 2010 Pazartesi

LAF OLSUN DEĞİL!

Çok rahatım.. İstediğim şarkıyı dinliyorum,
İstediğim filmi izleyip istediğim mekana gidiyorum..
Artık hiç bir şey bana birşeyleri hatırlatmıyor.

Çok güzel bir yerdeyim,
Hafif, sitemsiz ve maziye yabancı
Unutuşların en hakikisindeyim...
Olur da bir gün dejavü olursam bir yerler de,
Her zaman ki gibi
"Ben bu anı bir yerde yaşamıştım" diyeceğim.
Ve o an uzaklaşacak anında..
Ben yürümeye devam edeceğim..

14 Kasım 2010 Pazar

ÇAKIL

Hiç Bir insanı unutmak,
bir insandan vazgeçmek,
bir insanı hayatından sonsuza kadar çıkartmak zorunda
kaldın mı hiç?
Hani ölmüş gibi,
hani uzatsan da elini tutamayacağını bilmek gibi,
her an kapından içeri gülümseyerek gireceğini bekleyip
ama aslında hiç gelemeyeceğini de bilmen gibi.
Ne zor şey değil mi ölmediğini bilmek ,
ama ölmüş gibi ulaşılmaz olması artık o insanın sana,
ne kadar katlanılmaz bir gerçek değil mi
sen hala bu kadar sevgili iken?

Özlemek,
bu kadar özlemek,
etini kemiğini yakarcasına özlemek...
çok kötü değil mi?
Bu kadar özleyip onu görememek,
ona dokunamamak,
onu işitememek ,
artık sonunun "Pi" hali degil mi?
Biliyorsun değil mi?
Ne kadar umutsuz bir arayıştır o,
kalabalık caddede geçen binlerce yüze bakmak
belki bir kez daha görebilmek için o yüzü,
belki biraz önce geçti bu kaldırımdan diye düşünmek,
belki şu an arkamda yürüyen insanların içinde bir
yerde demek,
belki şu an üzerimdedir gözleri diye paranoyalar
yaşamak
ne zordur değil mi?
Ne kadar eritir insanı farketmeden.
Sende biliyorsun değil mi bunları.?
Bir sinema koltuğunda sende iki kişi gibi oturdun mu
hiç?
Hiç iki kişi gibi zevk aldın mı bir konserden yalnız başına.
Güzel bir kafe keşfettiğinde,
güzel bir film seyrettiğinde,
güzel bir şarkı dinlediğinde
güzellikleri oranında eksik kaldıklarını hissettin mi
paylasamadığın için onunla.
Bir barın kalabalığında hiç yarım vücudunla sallandın mı ortada?
Hiç iki kişilik beyninle yarım insan olabildin mi?
Baktığında aynana sadece yüzünün bir yarısını gördüğün
oldu mu hiç?
Sana hayatındaki en büyük yoksunluğu yaşatandan
nefret edemediğin zamanlar oldu mu hiç?
Gözünün içine baka baka kolunu bacağını kesen bir insanın yüzüne
sevgi dolu bir gülümseme ile bakabildiğin zamanlar
oldu mu hiç?
Hayatta inandığın bütün değerlerini altüst eden
birisine aşk şiirleri yazabildin mi?
Onu içinde korumanın seni yok etmek olduğu zamanlara
feda oldun mu hiç?
İçinde ağlayan çocuğa umut şarkıları söyleyemediğin,
özlemini,
susuzluğunu,
açlığını gideremediğin zamanlar oldu mu hiç?
Kanayan yarasını gördüğün
ama merhem olamadığın zamanlar.

Gücünün,
hani o tanrısal gücünün
bir çocuğun ağlamasını susturamayacak kadar olduğunu
gördüğün zamanlar
oldu mu hiç?
Hiiiiiiiç....
Hiiç...
hiç...
bir hiç...


Can Dündar

Ergenliğe Giriyorum.. Depresifim Asiyim ! :)

Bir Istanbul'dan Osmaniye'ye olan serüvenin içindeyim Kurban Bayramı dolayısıyla..

Her zaman ki gibi gelince şimdi kardeşimin olan ama eve gelince benim kaldığım odama yerleştim.. Kitaplığı şöyle bir elden geçireyim dedim. Bir de ne göreyim .. 6.,7. ve 8. sınıfta yazdığım günlükler kitaplıkta öylece duruyor. Kimbilir annem hangi delikten buldu da oraya koydu.. Okumuş mudur diye sormuyorum bile kendime kesin okumuştur:)

Aldım elime birini göz atmaya başladım bir sayfa iki sayfa derken, kendimi kahkahalar basarken buldum.. Okudukça gülmekten yerlere yatmaya başladım.. Yan odadan kardeşim noluyor yha diyerekten geldi ona da okumaya başladım:d

Sevgili günlük çok acı çekiyorum.. Dünyadaki herkes anlaşmışlar bana acı çektiriyorlar.. Kendimi çok yalnız hissediyorum.. Yalnızların kızı oldum ben... Hayatımda hiç birşey yolunda gitmiyor.. Sınıf başkanı sürekli adımı tahtaya yazıyor, Sıra arkadaşımdan hiç memnun değilim tamam en iyi arkadaşlarım ama derste beni konuşturuyorlar dersi dinleyemiyorum :(, annem sürekli dedikodu yapıyor..

Sevgili günlük napacağım bilemiyorum .. Ağlamaktan gözlerim şişiyor hergün... Kimse beni anlamıyor :(
Hele defterim biterken günlüğe "çok özlüyorum sensiz napıcam bilemiyorum .. umarım beni unutmazsın" :D demem yok mu ?

:D:D Allah'ım ne dertliymişim ben yaa !! :) Acıların çocuğuymuşum haberim yok..
Geriye bakıp döndüğümde bende hiç ergenlik belirtilerini göremiyordum ama şimdi bu günlüklerimi okudukça şimdi gelişim psikolojisi dersinde gördüğümüz tüm psikolojik halleri yaşamışım.. Dünya benim etrafımda dönüyor sanıyormuşum resmen .

Okuduğum her sayfada gülmekten koptum.:D
O günlükleri Türkçe öğretmenimizin zoruyla yazardım ama şimdi iyi ki yazmışım diyorum..

Günlük hayatta zaman zaman böyle saçmasapan pskikolojilere düşütüğümde artık bu günlükler aklıma gelecek ve ben başlayacağım gülmeye :)

13 Kasım 2010 Cumartesi

SANA DİYORUM



Eğer biraz cesaretin varsa
Tut elimden…
Eğer hissetiysen benden önce
Görebildiysen o gerçeği
Tut kollarımdan sars beni ki
Kendime geleyim…
Burdayım işte, her zaman ki yerimde!
Eğleniyorum kendi halimde
Ne halim varsa görmekteyim.
Sebepli sebepsiz gülüşlerin mimarı suratım…
Herşeyle alay eder oldum bugünlerde
Artık beklemiyorum seni
Ama birgün gelirsen,
Gelirsen birgün sevgili!
Tut kollarımdan sars beni ki
Kendime geleyim, görebileyim seni.

3 Kasım 2010 Çarşamba

IN BERLIN

IN BERLIN
Manchmal wenn man träumt, kann man nicht Szenario verstehen und nimmt man teil. Da! Habe ich in Berlin das gemacht. Ich hatte Hauptrolle in einem Film in Berlin. Andere Leute, andere Plätze, andere Kulturen, andere Gerichte und andere Lebens… Als ich in Berlin Deutsch gelernt habe, habe ich echt Sinne von manche Türkische Worte gelernt. Zum Beispiel „anders“… Ja Alles war neu für mich wie jetzt alles vorbei sind. Oder andere Wort „vermissen“ habe ich gelernt. Ja! Was ist Sehnsucht? Habe ich das in Berlin gelernt. Die große Sehnsucht habe ich in Berlin probiert. Habe ich dafür in Berlin erste mal geweint.
Aber jedoch die Welt ist nicht strichliert wie in Geographie Bücher. Ich hab da anderes Leben gesehen. Die gute Menschen sind nicht nur in unserem Heimat. Es gab viele gute Menschen in der anderen Städte auch. Ich habe das verstanden. Ich habe die Leute, die meine Herz fühlen an, kennengelernt. Ich habe die schönste Zeiten des meinem Leben mit sie gelebt.
Wenn man wie das Gericht ist wissen will, muss man das erste mal probieren. Ich hab das gemacht. Es war fantastisch. Jetzt kann ich nicht das vergessen wie lecker Berlin war. Aber es gib eine echt, dass ich nicht mich für Istanbul sättigen kann.